İlk kez bu sene gittiğim Kartepe ile ilgili kısa kısa notlarımı aktarmak istiyorum.
Tahmin edeceğiniz üzere Kartepe'nin en büyük artısı İstanbul'a yakın olması. (Belki de tek artısı) Ulaşım çok kolay. Dağ yolu genelde temiz v.s.
Amma velakin Greenpark Otel'in bölgedeki tek tesis olması sebebiyle, "Yaşasın Tekel" "Tuttuğumu Öperim, Hiç Affetmem" zihniyeti almış yürümüş. Evet belki bazı konularda haklı otel yöneticileri. Yıllarca hiçbir yatırımcının el atmadığı bu riskli bölgeye ciddi paralar harcadılar. İyi de aldığınız paranın azıcık hakkını verin ey otel yöneticileri. Günlük sınırsız telesiyej ücretinin 75-TL olması ne demek, Bir sucuk ekmeği 13-TL'ye satmak ne demek. Hadi hepsini geçtim. Bir çayı 5-TL'ye satan (satmaya çalışan) zihniyet için söylenecek pek fazla bir şey yok.
Pistler çok kötü durumda olmamakla beraber, yine güzel Greenpark'ın kafasına göre çıkardığı (pardon çıkarmadığı) kar ezme araçları yüzünden bazı noktalarda kar çok kötü durumda.
Kayak takımınız yoksa kesinlikle Maşukiye'deki (Kartepe'ye çıkan yolun hemen başındaki küçük,şirin ilçe) dükkanlardan birinden kiralayın.Çünkü otel, bu hususta da farkını ortaya koyup 2-3 kat fazla fiyat çekmekte.
Ve aslında en önemli husus: imkanınız varsa buraya hafta içi gidin. Hafta sonları küçük bir mahşer yeri kıvamında. Hele bir de yeni yeni kaymaya başladıysanız eyvahlar olsun. Kayak pistlerinde cirit atan yurdumun güzide insanları doğal birer engel görevi yapmaktalar. Ayrıca maalesef kayak yapanlarla gezi amacıyla gelenler (kayak yapmayanlar) aynı telesiyeji kullanmak durumunda. Bu durum telesiyejlerin önünde inanılmaz bir kuyruğa neden oluyor. Hafta içi fiyatlar hafta sonuna nazaran biraz daha makul. Ama kesinlikle ucuz değil.
Benim tavsiyem, en azından mevcut şartlar düzeltilene kadar ve imkanınız olduğu sürece Kartalkaya, Palandöken,Uludağ ve Erciyes'ten şaşmamanız.
